Kural olarak, istifa eden işçiler kıdem tazminatından yararlanamazlar. Ancak işçinin İş Kanunu'nda yer alan haklı sebeplerden birine sahip olması durumunda, işyerinden kendi isteği ile ayrılsa dahi kıdem tazminatı alabileceği düzenlenmiştir.
Güncel Yargıtay kararlarında işçi bir baskı sonucunda istifa etmişse ve bunu ispat edebilirse de kıdem tazminatına hak kazanmaktadır. Zira kimsenin hayatın olağan akışına göre yıllardır biriken alacaklarından kendiliğinden vazgeçmeyi tercih etmeyeceğini savunan Yargıtay, böyle bir durumda istifanın değil işverence gerçekleştirilmiş bir feshin söz konusu olduğunu kabul etmektedir.
Uygulamada yukarıda sayılan ve işçinin kıdem tazminatına hak kazanacağı durumlarda en sık rastlananı, işçinin ücret alacaklarının uygun bir şekilde hesap edilmemesi ya da ödenmemesi durumu olarak karşımıza çıkmaktadır. Burada belirtilen ücret alacağı kavramı, geniş anlamda düşünülmelidir. Diğer bir anlatımla işçinin maaşı düşük yatırılır veya hiç yatırılmazsa, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai ücretleri, genel tatil alacakları usulüne uygun bir şekilde hesaplanıp işçiye ödenmiyorsa ya da yıllık izinler usulüne uygun bir şekilde kullandırılmıyorsa işçi için haklı sebepler oluşmuş demektir. Bunun dışında işçinin Sigorta primleri gerçek ücretten yatırılmıyorsa ya da sigortalılık hiç gerçekleşmemiş ya da geç gerçekleşmişse de işçinin haklı nedenle çıkış hakkı bulunmaktadır.